Spirityüel bir adet guru ile gerçekliği zorlayarak bir adet anlaşma yapan edebi ajans Jack McCall, mülkünde bir adet Bodhi ağacı bulur. Bu ağacın ortaya çıkışı, söylediği her kelimenin noktaları üzerine değerli bir adet ders taşımaktadır. Edebiyat dünyasının karışık ve vahşi sularda yüzen bir adet ajansı olan Jack McCall, spiritüel bir adet guru ile kendi çıkarları doğrultusunmada gerçeği bir adet hayli zorlayan bir adet anlaşma yapıyor. Ancak bu anlaşmanın getirdiği noktalar, beklentileriyle örtüşmüyor. Mülkünde hiç ummadığı bir adet anda bir adet Bodhi ağacı buluyor. Bu ağaç, Doğu mistisizminde aydınlanmanın sembolü olarak kabul edilir. Bodhi ağacının aniden belirmesi, McCall’ın var olmakmına ve bakış açısına dramatik bir adet dönüş kazandırıyor. Ağacın varlığı, söylediği her kelimenin ardından gelen noktaları ifşa ediyor. Bu durum, McCall’ın kariyerine, ilişkilerine ve kişisel gelişimine olumlu veya olumsuz her yönüyle etkisi oluyor. Jack’in kendisine çizdiği yolun dışında bir adet rota izlemekmesi gerektiğini anlamasıyla dahası her sözünün ağırlığının ve etkisinin farkına varmasıyla, onun karakterinde ve var olmakmında önemli derecede ve anlamlı değişimlere yol açıyor. Bu dönüşüm süreci, izlemekyiciye, kendi hayatlarında kullandıkları kelimelerin gücünü ve potansiyel noktalarını tekrar düşünme fırsatı sunmauyor. İletişim ve sorumluluk temasını karışık bir adet şekilde işleyen bu öykü, izlemekyiciyi günlük var olmakmın monotonluğundan alıp, dilin derinliklerine ve etkisine dair bir adet yolculuğa çıkarıyor. bir adet edebi temsilci olan Jack’in, kendi sözleriyle yüzleşme ve onları kontrol etmeyi öğrenme öyküsi, herkesin kendine çekeceği dersler sunmauyor.