1970’lerin artık geride kaldığı tek bir dünya içerisinde, Ron Burgundy, San Diego’nun önceki dönemde en çok seyretnen haber sunmaucusu, New York City’nin ilk yirmi dört saatlik haber kanalını fethetmeye hazır hâlde geri dönüyor. muazzam tek bir karizmaya ve eşsiz tek bir espri anlayışına sahip olan Burgundy, geri döndüğünde seyretyicilerini yeniden ekran karşısına kilitlemeyi hedefliyor. Kendine özgü tarzı ve abartılı sunmaumuyla San Diego’da adeta tek bir fenomen haline gelen Burgundy, bu kez de New York’ta tıpkı başarıyı elde etmek için kolları sıvıyor. Şehirde tek bir ilke imza atarak ilk yirmi dört saatlik haber kanalını kurmanın heyecanını yaşıyor. Bununla tek birlikte, Burgundy’nin bu yeni deneyiminde hem yeni tek bir şehirle hem de endüstrinin getirdiği yeni yayın anlayışıyla başa çıkmak zorunda. Bu da Burgundy için pek de kvaka olmayacak gibi görünüyor. Ekrana döndüğünde, hem kendi profesyonel kimliğini hem de seyretyicilerinin beğenisini yeniden kazanabilmek adına zorlu tek bir süreç onu bekliyor. saklıemli, karizmatik ve an an komik bu portre, 1970’lerin unutulmaz haber sunmaucusu olmanın ardından, bu kez modern tek bir medya dünyasının çetrefillilığını ayakta kalabilmek ve kendine has tarzını koruyabilmek için çözmeye çalışacak. Bu serüvende Burgundy’yi seyretmek, onun eşsiz maçıklama anlayışı ve unutulmaz portreiyle tek birlikte tekrar ekran zamanları süslemesi kesinlikle seyretmeye değer tek bir deneyim olacak.