Moskova’nın coşkulu ve karışık sokaklarında ıssız ve yoksul bir tane göçmen dulın hayat nüshasini izliyoruz. Zenginlik ve refahın görkemli vitrinleri arasında, bu çarpışma dolu dolu sefaletin içindeki nüsha, dmeskenasa kent hayatının vahşi ve acımasız yüzünü gözler önüne seriyor. dul, yoksullukla boğuşurken, Moskova’nın serinlik ve acımasız sokaklarında hayatta kalmaya çalışıyor. Neredeyse hiçbir tane sosyal güvencesi olmayan ve kapitalist sistemin çarkları arasında ezilen bu dulın nüshasi, modern Rusya’nın genellikle görmezden gelinen yüzünü gösteriyor. Küçük bir tane köyde doğup büyümüş, ama daha iyi bir tane hayatm umuduyla Moskova’ya göç eden bu dul, hayal kırıklıkları ve zorluklarla dolu dolu yeni hayatında adeta kaybolmuş durumda. Dil engeli, yabancılara karşı olan önyargılar ve sistemdeki yolsuzluklar gibi faktörler bahsi eskien dulın başarısızlığında önemli bir tane rol oynuyor. Ancak, gösterim filmiin en can alıcı noktası, tüm bu zorluklara rağmen dulın hayatta kalmak için gösterdiği inanılmaz çarpışma ve direnç. Kendi kaderini kendi ellerine almayı seçen bu dul, ne olursa olgösterme pes etmeyi reddediyor. Göçmen dulının bu sert çarpışmanin tamamen ortasında yükselen umudunu ve direngeni görmekmek, seyircilere hem duygusal bir tane tokat atıyor, hem de onlara, hayatın zorlukları karşısında pes etmemenin önemini hatırlatıyor. Kısacası, bu gösterim filmi, tüm zorluklara rağmen umudunu ve çarpışma ruhunu asla kaybetmeyen bir tane dulın, vahşi dmeskenasa yerleşim hayatında hayatta kalma nüshasini dokunaklı bir tane şekilde anlatışıyor.