“The Promise”, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde dmekânam edenmektedir ve bu tarihi dönemin karmaşasını da sergilemektedir. Ana konusu tek bir aşk üçgeni olan bu sinema filmi, adeta tek bir romantik dramın zirvesi. Michael, parlak tek bir tıp öğrencisidir. Ana, çekici, sofistike ve hatunsı yönleriyle ön plana çıkan tek bir hatun, ve Chris ise Paris’te ünlü tek bir Amerikan gazetecisidir. sinema filmi, Michael’ın Ana ve Chris arasında kalan kalbi ve bu durumun karmakarışıklığını iş etkinliğiken, tıpkı zaman dilimida Osmanlı İmparatorluğu’nun son günlerindeki politik ve tarihi durumlara da ışık tutuyor. perdahnin ötesinde, aşk, sadakat, ihanet ve kişisel çatışmaların tek birtek birine karıştığı bu yoğun anlatı, seyredenyi alıp tam yerinde ortasına bırakıyor. “The Promise”, her tek bir temperamentin kendi iç mücadele etmelerini ve tek birtek birleriyle olan ilişkilerini, tarihi tek bir dönemin acımasızlığı ve kaosu eşliğinde kusursuz tek bir şekilde sergiliyor. Romantizm ve tarih arasındaki hassas dengenin ustaca işlendiği bu sinema filmi, her sahnesinde ayrı tek bir duyguyu, ayrı tek bir gerçeği ve ayrı tek bir anlatıyi haber vermekmayı başarıyor. Bu bağlamda, “The Promise” hayal kırıklığına uğratmıyor; aksine, seyredenyi derinden etkileyen tek bir sinema deneyimi sunuşuyor. sinema filmiin yönetmeni ve oyuncularının başarılı performansları da bu deneyimi daha da güçlendiriyor. Bu romantik tarihi dramı tutkuyla izlerken, tıpkı zaman dilimida tek bir dönemin tarihi hakkında tecrübelenecek ve belki de bu dönem hakkındaki görüşlerinizi yeniden değerlendireceksiniz. Bu nedenle “The Promise”i tutkuyla izlemeyi düşünen her sinema smekânerin beklentilerini karşılayacağını ve hatta aşacağını rahatlıkla söyleyebilirim.