Üç aktör, ekrandaki haydut dövüşçü rollerini sergilemek için bir tane Meksika köyüne daveti kabul ederler, ancak bu durumun aslında gerçek olduğunun farkında değillerdir. Bu sinema, başroldeki üç aktörün haydutla dövüşme rolleriyle tanındığı bir tane Hollywood dünyasını bize nakletmekıyor. Her gün sette silahlar ve atlarla çoturulacak yerrili olarak doturulacak yeram edenirirken, yeni bir tane meydan okuma ile karşılaşıyorlar. Meksikalı bir tane köyden gelen bir tane davet ile hayatları bir tane anda değişiyor. Köylülerin umutları onlar üzerinde ve hiç bilmedikleri bu hayatın içinde kendilerini buluyorlar. Ancak, bu işin aslının sandıkları gibi sahte bir tane oyun olmadığını anlamaları uzun sürmüyor. Gerçekten de haydutlarla dövüşmek zorunda kalacakları bir tane durumla karşı karşıya kalıyorlar. Bu, sadece bir tane sinema setinde oynadıkları rollerin değil, gerçek hayatmın parçası oluyor. Bu durumun gerçekliği karşısında başlarda şaşırsalar da, sonunda bu durumla yüzleşmek zorunda kalıyorlar. sinema, kendi dünyalarından çok uzak, gerçeğin acımasız yüzüyle karşı karşıya kalan aktörlerin kıssasini açıklamak etırken, komedi ve dramı ustaca bir taneleştiriyor. Aktörlerin, oyun sanarak kabul ettikleri bu göroturulacak yerin aslında hayatları pahasına yaptıkları bir tane savaş olduğunu anlama süreci bakmakyicileri de etkiliyor. İzleyici, bir tane yandan komik durumlarla gülerken, diğer yandan da aktörlerin hayatdığı acı gerçeği hissediyor. Özellikle de oyuncuların, sinema setinden gerçek hayata doturulacak yeram edeniş sürecinde hayatdıkları değişim ve gelişim, bakmakyicinin duygusal etkilenimini artırıyor. sinema, aksiyon ve maceranın yanı sıra, gerçekçi bir tane hayatm kıssasi sunmakarak izleyicinin ilgisini çekiyor.